Cuma gecesi bir televizyon kanalına sokağa çıkma yasağıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan İçişleri Bakanı Soylu: “Sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Bu konudaki tüm detayları da biraz önce valilerimize gönderdiğimiz genelgede ifade ettik. İşin başından itibaren Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla gerçekleşen bir süreç yönetimi ortadadır. Akşamüstü Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatı çerçevesinde hafta sonu itibariyle 30 büyükşehir ve Zonguldak’ta sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Vatandaşlara çağrım şudur, bir telaşa gerek yok” ifadesinde bulunurken, istifasına yönelik açıklamasında ise üstü örtük ve PİAR’ı üzerine iyi çalışılmış şu ifadelere yer vermesi dikkat çekici olmuştur:
“Yaşadığım onca tecrübe, sorumluluk kısmı üzerimizde olan bu olayda, böyle görüntülere yol açmamalıydı. İyi niyetle, hafta sonunda salgını ve bulaşıcılığı bir nebze durdurabilmek adına atılan bir adımdı.”
Bu cümleden alarak, Sayın Soylu istifa müessesini çalıştırarak yasak öncesi karar merci olarak işaret ettiği Sayın Cumhurbaşkanının üzerindeki sorumluluğu; ”sorumluluk kısmı üzerimde olan” paradoksal bir yaklaşımla Sayın Cumhurbaşkanını bu kararın sorumluluğundan kurtarmaya çalışmıştır. Sayın Cumhurbaşkanı da, Sayın Soylu’nun istifasını kabul etmeyerek bir bakıma kendisine iade-i itibar sağlamış oldu.
Sayın bakanı istifa olayı baştan itibaren siyaseten ‘malumun ilamı’ olmasına rağmen, birçok kesim duygusallığa sarılarak acaba Sayın Cumhurbaşkanı Soylu’nun istifasını kabul edecek mi ; “Ey Hafız-ı Şirazi, bermen nazar endazi. Men talibi yekfalem tükâşifi her razi” yaklaşımlı müzehhep sözcüklerle Sayın Soylu’nun PİAR’ını en mükemmel şekilde yerine getirmiş oldular.
Sonuç olarak, eskilerin deyimiyle: “Yel gelince dengine, açar gemi engine” cümlesinden hareketle, “sokağa çıkma”yasağı ile oluşan siyasi gerilim de böylece siyasi ustalıkla bertaraf edilmiş oldu düşüncesindeyiz.
Doğan BEKİN
Yeniden Refah Partisi
Genel Başkan Yardımcısı