istanbul manzara

DEYRÜLZAFARAN’A BAŞKALIK VE FARKLILIK KAZANDIRAN BAHE’NİN YETMİŞ ALTI YILLIK ANNE BEKLEYİŞİ

Bahe ve Deyrülzafaran, algı dünyamızın değişmez iki oryantasyonun ana merkezi idi. Gençliğimizde Deyrülzafaran Manastırı’nı her ziyaretimizde demir anahtarıyla o devasa kapıyı açan figürdü. O kapıyı hep dirimsel(viatal) bir özlem ve büyük umutlarla açtı gelen ziyaretçilere. O, hep ‘belki’ ile bekledi durdu yetmiş altı yıl boyunca. Çünkü biliyordu ki, anneye kavuşma ümidiyle verilen mücadele asla sona eremezdi. Âmâ ne yazık ki, annesine ‘minnet’ ve ‘vefa’ borcunu ödeyemeden bu dünyadan sessizce göçüp gitti.

Bahe, hepimizin gönlünde hayranlık uyandıran bir fenomen idi. Onu anlama yetisine sahip herkes duygularını örseleyen ‘anne sevgisini’ de fevkalade anlayabilirdi. Azim ve kararlığı ifade eden ‘kırmızı renk’ Bahe’nin olmazsa olmaz tercihi idi. Bu renk, ona şevk ve azmin yansımazı idi sanki. Onun bu öznel tutumu bizleri fazlasıyla etkilemiştir. Deyrülzafaran, onun için sadece bir intizar mekânı değildi, orada gördüğü sınırlı sosyal gelişmeleri büyük bir dikkatle gözlemler, başkasının göremediği birçok kuram ve bağlamları farklı düşünce atmosferinde yorumlamaya çalışırdı. Bazen trajikomik gibi algıladığımız ifadeleri bile aslında düşünce atlasının birer yansımasıydı.

Kuşkusuz, onun suskunluk dönemi, çocukluk düşüncelerini kırmızı renge boyamış, ‘horozibiği’ korkusundan , ‘horozibiği çiçeği (Amaranthus )’ne dönüştürmüş olmasının bariz bir belirtisi gibiydi. Belli ki artık kaçınılmaz bir trajedi bekliyordu Bahe’yi. Deyrülzafaran Manastırı’nı son ziyaretimde Bahe’yi de son defa dünya gözüyle görme heyecanı içerisindeydim. Bayram günü, Deyrülzafaran’daki mahşeri kalabalığa aldırmadan Bahe’yi görmek istediğimi ifade edince kadim dostlarıma, hasta yatağında ‘yorgan-döşek’ yattığını ve kalkamayacak durumda olduğunu ifade etmelerine rağmen, sonunda ısrarıma dayanamayıp, Bahe’yi hasta yatağından kaldırıp getirdiler. O gün, Bahe ile son karşılıklı çay içişim oldu. Yılların bekleyişi belki de, Bahe’yi artık yorgun düşürmüştü. Acı ve büyük çabalarla, görme umuduyla uğrunda savaştığı annesini göremeden göçüp gitti bu dünyadan. Temennimiz Bahe’nin öbür dünyada sevdiği biricik annesine kavuşmasıdır. Deyrülzafaran’a Bahe’nin şanına uygun olacak ve adını yüceltecek bir giriş( prooimion) eklemek gerekir kanaatini taşıyoruz. Çünkü o, ‘Deyrülzafaran’ın Güncesi’ idi. Yolu Deyrülzafaran’a düşen çoğumuzun düşünce iklimimizde bu günceden alıntılar mevcut olsa gerek.

İşe bende mevcut o günceden bir yaprak: Yıllar önce, Bahe ile sohbet ederken, İstanbul anısını anlatmıştı bana büyük bir heyecanla. Sanki an be an o anı yaşıyormuş gibi büyük bir heyecan duyuyordu anlatırken. Onu İstanbul’a gezmeye götüren dostları, kendisini yüzme havuzuna götürürler. İçlerinden birisi muziplik olsun diye Bahe’yi havuza itekler. Bahe, bunu anlatırken en heyecanlı anına geldiğinde, bana dönerek şöyle demişti: Doğan Bey, “beni havuza ittiler itmesine ama Allah’tan havuz su ile doluydu, yoksa boğulacaktım.” Deyrülzafaran, Bahe’nin bıraktığı boşlukla sadece ‘anılarına sadakat’ ile dolabilir mi ki?

Doğan BEKİN

“Şuşa Zaferi” İşgal Altındaki Toprakların Özgürleşmesinde Kilometre Taşı Olacak

Genel Başkan Yardımcımız Doğan Bekin, Dağlık Karabağ'ın kalbi konumundaki Şuşa şehrinin işgalden kurtarılmasıyla Ermeni işgal güçlerinin bir kopuş sürecine gireceğini ve bu zaferin işgal...

FRANSACUMHURBAŞKANI EMMANUEL MACRON KAŞ YAPAYIM DERKEN YİNE GÖZ ÇIKARDI

Macron, bir yandan Charlie Hebdo tarafından yayınlanan karikatürler konusunda İslam dünyasında yanlış anlaşıldığını ifade ederken, diğer yandan söz konusu karikatürleri mütecaviz bir tutumla ısrarla...

NECİP FAZIL KISAKÜREK VE ABDULLAH ÖCALAN

1980 öncesi Ankara Gölbaşı Sineması hınca hınç dolmuş , hepimiz Necip Fazıl Kısakürek’in , “Dünya Bir İnkılâp Bekliyor” konferansında vereceği mesajı sabırsızlıkla bekliyorduk.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

22,159BeğenenlerBeğen
3,912TakipçilerTakip Et
0AbonelerAbone
- Advertisement -

“Şuşa Zaferi” İşgal Altındaki Toprakların Özgürleşmesinde Kilometre Taşı Olacak

Genel Başkan Yardımcımız Doğan Bekin, Dağlık Karabağ'ın kalbi konumundaki Şuşa şehrinin işgalden kurtarılmasıyla Ermeni işgal güçlerinin bir kopuş sürecine gireceğini ve bu zaferin işgal...

FRANSACUMHURBAŞKANI EMMANUEL MACRON KAŞ YAPAYIM DERKEN YİNE GÖZ ÇIKARDI

Macron, bir yandan Charlie Hebdo tarafından yayınlanan karikatürler konusunda İslam dünyasında yanlış anlaşıldığını ifade ederken, diğer yandan söz konusu karikatürleri mütecaviz bir tutumla ısrarla...

NECİP FAZIL KISAKÜREK VE ABDULLAH ÖCALAN

1980 öncesi Ankara Gölbaşı Sineması hınca hınç dolmuş , hepimiz Necip Fazıl Kısakürek’in , “Dünya Bir İnkılâp Bekliyor” konferansında vereceği mesajı sabırsızlıkla bekliyorduk.

KIBRIS’TA YENİ SÜREÇ VE BEKLENTİLER

KKTC’de yapılan ve Sayın Ersin Tatar’ın kazandığı cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimi, şüphesiz ki Doğu Akdeniz’de yaşanan son konjonktürel gelişmeler ışığında KKTC’nin geleceğini derinden etkileyecek öneme haizdir.

KKTC MARAŞ BÖLGESİNİN SADECE SAHİL KISMI DEĞİL, TAMAMININ İSKÂNA AÇILMASI GEREKİR

KKTC'nin Gazimağusa şehrine bitişik Doğu Akdeniz’in ünlü turizm beldesi sayılan ve 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı sonrası ‘Hayalet Şehir' olarak adlandırılmaya başlanan Maraş, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin aldığı karar uyarınca hem yerleşime hem de iskâna kapatılmıştı. 13 Ağustos 1974 tarihinde nihayete eren İkinci Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından kurtarılmış olmasına rağmen ne yazık ki, hala iskâna kapatılmış durumdadır. Oysaki Maraş bölgesinin Osmanlı vakıf mülkü olduğu belgelerle sabittir.

Pin It on Pinterest