Sincan Uygur Özerk Bölgesinde Müslüman Uygur Türk kardeşlerimize yönelik insan hakları ihlalleri ve baskı politikaları sebebiyle Senatör Marco Rubio tarafından hazırlanan ve Xuar Komunist Parti Genel Başkanı Chen Quanguo başta olmak üzere Çin yetkililerine yaptırım uygulanmasını öngören bipartizan yasa tasarısının ABD Senatosu tarafından kabul edilmesi ABD ile Çin arasında yaşanmakta olan ticari rekabetin farklı boyutlara taşınmasının bir tezahürüdür.
Avrasya’nın en kırılgan fay hatları üzerinde yer almakta olan ve 2017 Nisan ayında yaşanan şiddetli siyasi fay kırılması sonucu yaklaşık 1.8 milyon Müslüman Uygur Türkü kardeşimiz inançlarından dolayı yaklaşık 1300 konsantrasyon kampında baskılara maruz kalmaktadırlar.
ABD yönetimi benzer şekilde İslam coğrafyasında Müslümanlara karşı “proxy”(vekalet) savaşları yoluyla milyonlarca Müslümanın kanının akmasına ve kaotik ortamların oluşmasına sebep olurken, Müslüman Uygur Türk kardeşlerimizi Çinle yaşamakta olduğu sorunlar zincirinde sözde “adalet,özgürlük ve demokrasi” üçlemiyle küresel egemenlik güç devşirmesine yönelik bir manivela olarak kullanmaya çalışması tam bir paradoksal durum ortaya çıkarmaktadır.
Sincan Uygur Bölgesinde 2017’den beri yaşanmakta olan ve son dönemlerde iyice ürkütücü boyutlarda seyretmekte olan bu kaotik durum karşısında ABD Senatosundan önce Türkiye’deki mevcut iktidarın el atması ve Çin hükümeti nezdinde gerekli girişimleri yapması gayet müstacel bir durum ortaya koymaktadır.
Türkiye’de iktidar ne yazık ki, Çin’e karşı uygulamakta olduğu “denge siyaseti” gereği Sincan Uygur Özerk Bölgesinde yaşanmakta olan insanlık dramını görmezden gelmekte ve sesiz kalmaktadır.
Yeniden Refah Partisi olarak diyoruz ki; iktidar içinde bulunduğu konjonktürün gereğini yerine getirerek Müslüman Uygur Türklerine sırt çevirmesi veya mevcut durumu görmezden gelmesi sorunun daha da derinleşmesine ve içinden çıkılmaz bir hal almasına neden olabilir.
Doğan Bekin
Yeniden Refah Partisi
Genel Başkan Yardımcısı