istanbul manzara

BİLİNMEYEN YÖNLERİYLE HALEPÇE KATLİAMI

1994 Senato raporuna göre; ABD tarafından 1985-1990 tarihleri arasında Saddam Hüseyin’e yüklü miktarda kimyasal silah ve kimyasal silah yapımında kullanılan hammadde satıldığı ortaya çıkmaktadır.
Bu kimyasal hammaddelerin bazıları şunlardır:
-Bacillus Anthracis:

  • Clostridium Botulinum
  • Histoplasma Capsulatum:
    -Brucella Melitensis:
    -Clostridium Perfringes:
    Bu arada 1985 öncesi Saddam Hüseyin yönetimindeki Irak’a bir çok kimyasal silah satılmış olmasına rağmen bunların kayıtlarının Senato raporlarında yer almaması çok dikkat çekicidir.
    Saddam’a satılan kimyasal silahlardan ilk iki maddede yer alan anthrax ve botulinum , Irak’ta üretilen biyolojik silahlarının köşe taşını oluşturuyordu.
    CIA Direktörü Casey de o dönemlerde yaptığı açıklama ile, ABD’nin Irak’a sevk ettiği silah ve kimyasallarla İran-Irak savaşını kaybetmesinin artık imkanı olmadığını ifade etmekte idi.
    Saddam Hüseyin, ne yazık ki bu kimyasal silahları 16 Mart 1988 tarihinde Halepçe’de kendi halkı üzerinde kullanarak büyük bir katliama neden olmuştu.
    İlerleyen dönemlerde Saddam Hüseyin’i nükleer silah yapmakla itham eden ABD, bu konuda büyük algı operasyonu oluşturarak Irak’a müdahale için uygun zemini hazırlamış oldu.
    Tüm bunlara rağmen, Halepçe katliamı üzerinden 31 yıl geçmiş olmasına rağmen, hala sadece Saddam Hüseyin bu konuda suçlanırken, Halepçe katliamında kullanılan kimyasal hammaddeyi Saddam Hüseyin’e tedarik eden ABD’nin bu konuda hala sorgulanmaması aslında çok manidardır.
    William Blum’ un “ The Progressive”de yayınlanan raporuna göre; ABD, sadece kimyasal ve biyolojik silah kullanımındaki ham maddeleri Irak’a satmakla kalmamış, bunların üretim formülleri ve tesislerinin kurulması için de gerekli donanım ve tesis kurulumunda kullanılan araç ve gereçleri de temin etmiştir.
    Tüm bu materyaller ABD yönetiminin bilgisi ve dönemin ABD Başkanları Reagan/Bush’un izni dahilinde Saddam Hüseyin yönetimine satılmış olması dikkat çekicidir.
    Halepçe’de kullanılan kimyasal-biyolojik silahların yapımında kullanılan malzemeler, American Type Culture Collection, Alcolac International, Matrix-Churchill Comp. Sullaire Corp., Pure Aire ve Gorman-Rupp gibi ABD’nin önde gelen şirketleri tarafından sağlanmış olması konunun vahametini ortaya koyması bakımından büyük önem arz etmektedir.
    Reagan’ın Ulusal Güvenlik Konseyi Üyesi Howard Teicher’in konuyla ilgili 1995’te yaptığı açıklamalar kimyasal ve biyolojik silah üretimini daha da farklı bir zaviyeye götürmektedir.
    Dönemin ABD Başkanı Bush’un, Saddam Hüseyin’i El Kaide ile işbirliği yapmakla suçlaması ve Irak’a müdahale edilmesi ve Saddam’ın son celsede söyleyeceği ifadeler beklenmeden idam edilmesi büyük ihtimalle bu konuların örtbas edilmesine yönelik girişimler idi.
    Benzer şekilde, Libya lideri Albay Muammer Kaddafi’nin Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’ye seçimlerde parasal yardım yapmasının dillendirilmesinden sonra, Fransa’nın Libya’yı bombalaması ve Kaddafi’nin linç edilmesi benzer kuşkuları beraberinde getirmektedir.
    O sıralarda Sarkozy’nin konuyla ilgili sorguya alınması da aslında üzerinde durulması gereken bir konu olsa gerek.

    Doğan BEKİN
    Siyasetçi, Yazar, Çevirmen

“Şuşa Zaferi” İşgal Altındaki Toprakların Özgürleşmesinde Kilometre Taşı Olacak

Genel Başkan Yardımcımız Doğan Bekin, Dağlık Karabağ'ın kalbi konumundaki Şuşa şehrinin işgalden kurtarılmasıyla Ermeni işgal güçlerinin bir kopuş sürecine gireceğini ve bu zaferin işgal...

FRANSACUMHURBAŞKANI EMMANUEL MACRON KAŞ YAPAYIM DERKEN YİNE GÖZ ÇIKARDI

Macron, bir yandan Charlie Hebdo tarafından yayınlanan karikatürler konusunda İslam dünyasında yanlış anlaşıldığını ifade ederken, diğer yandan söz konusu karikatürleri mütecaviz bir tutumla ısrarla...

NECİP FAZIL KISAKÜREK VE ABDULLAH ÖCALAN

1980 öncesi Ankara Gölbaşı Sineması hınca hınç dolmuş , hepimiz Necip Fazıl Kısakürek’in , “Dünya Bir İnkılâp Bekliyor” konferansında vereceği mesajı sabırsızlıkla bekliyorduk.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

22,159BeğenenlerBeğen
3,912TakipçilerTakip Et
0AbonelerAbone
- Advertisement -

“Şuşa Zaferi” İşgal Altındaki Toprakların Özgürleşmesinde Kilometre Taşı Olacak

Genel Başkan Yardımcımız Doğan Bekin, Dağlık Karabağ'ın kalbi konumundaki Şuşa şehrinin işgalden kurtarılmasıyla Ermeni işgal güçlerinin bir kopuş sürecine gireceğini ve bu zaferin işgal...

FRANSACUMHURBAŞKANI EMMANUEL MACRON KAŞ YAPAYIM DERKEN YİNE GÖZ ÇIKARDI

Macron, bir yandan Charlie Hebdo tarafından yayınlanan karikatürler konusunda İslam dünyasında yanlış anlaşıldığını ifade ederken, diğer yandan söz konusu karikatürleri mütecaviz bir tutumla ısrarla...

NECİP FAZIL KISAKÜREK VE ABDULLAH ÖCALAN

1980 öncesi Ankara Gölbaşı Sineması hınca hınç dolmuş , hepimiz Necip Fazıl Kısakürek’in , “Dünya Bir İnkılâp Bekliyor” konferansında vereceği mesajı sabırsızlıkla bekliyorduk.

KIBRIS’TA YENİ SÜREÇ VE BEKLENTİLER

KKTC’de yapılan ve Sayın Ersin Tatar’ın kazandığı cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimi, şüphesiz ki Doğu Akdeniz’de yaşanan son konjonktürel gelişmeler ışığında KKTC’nin geleceğini derinden etkileyecek öneme haizdir.

KKTC MARAŞ BÖLGESİNİN SADECE SAHİL KISMI DEĞİL, TAMAMININ İSKÂNA AÇILMASI GEREKİR

KKTC'nin Gazimağusa şehrine bitişik Doğu Akdeniz’in ünlü turizm beldesi sayılan ve 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı sonrası ‘Hayalet Şehir' olarak adlandırılmaya başlanan Maraş, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin aldığı karar uyarınca hem yerleşime hem de iskâna kapatılmıştı. 13 Ağustos 1974 tarihinde nihayete eren İkinci Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından kurtarılmış olmasına rağmen ne yazık ki, hala iskâna kapatılmış durumdadır. Oysaki Maraş bölgesinin Osmanlı vakıf mülkü olduğu belgelerle sabittir.

Pin It on Pinterest