Lider, iş insanı, sanatçı, gibi kendi alanlarında başarı eğilimlerini yakalamış veya topluma mal olmuş kişilerin yaşam öyküleri hiç şüphesiz alınması gereken derslerle doldur.
Bu nedenle, özellikle önemli makam ve mevkileri işgal edenlerin günlük tutmaları son derece önem arz etmektedir. Ne yazık ki, bizler biyografi yazma ve gelecek nesillere somut tecrübeler aktarabilme konusunda yetersiz kalıyoruz. Bu yüzden birçok gerçek ve bilgi dağarcığı bir dönem sonra nisyana terk ediliyor.
Şu da bir gerçek ki, Başbakan Prof.Dr. Necmettin Erbakan’ın “DAVAM” kitabı için kendisiyle röportaj yapılması konusunda çok geç kalınmıştı. Erbakan Hocamız, sadece lise dönemine kadar olan yaşam öyküsünü anlatabilmişti. Belki de, karanlıkta kalmış birçok gerçeği de kendi anlatımıyla gelecek jenerasyonlara aktarma imkânı bulabilirdi. Ama ne yazık ki geç kalındığı için ömrü bunları anlatmaya kifayet etmedi. Dışarıda ise, “BİYOGRAFİ” en çok önemsenen yapıtların başında yer almaktadır.
Geriye göz atacak olursak, Osmanlı Devleti’nin dağılmasında öncü rol oynayan İngiltere Kraliçesi Victoria’nın adı bile şu anda nisyana terk edilmiş gözüküyor. Oysaki Monica Charlot’un “Victoria The Young Queen” ( Genç Kraliçe Victoria) biyografi kitabı tarihi iz sürmede en büyük yardımcı kaynak niteliğindedir.
Bugün, Çanakkale’yi herkes konuşuyor, yazıyor, çiziyor ama Siyonist düşüncenin güdümünde hareket eden Winston Spencer Churchill’in ‘Bahriye Bakanı’ olarak Çanakkale Savaşı’nda oynadığı rolü şayet Randolph Churchill, “Young Statesman”(Genç Devlet Adamı) adlı biyografi kitabında dile getirmemiş olsaydı acaba bizlerden kaç kişi perde gerisi oyunları bilebilecekti? Asıl can alıcı nokta bu olsa gerek.
Keza, ”Bosna Kasabı” olarak tarihe imlenen Miloseviç’i betimleyen Dusko Doder ve Louise Branson’un, “Potrait of a Tyrant”( Bir Tiran’ın Portresi) gelecek nesillere ışık oluşturacak niteliktedir.
Donald Trump’ın 1980’li yıllarda yayınladığı biyografisi de onun şu andaki politikalarının yansıması niteliğindedir. O dönemlerde New York Times’te tam sayfa yayınladığı kendi reklamda kafasında oluşturduğu ABD Başkanlık imajını görmek mümkündür.
Son dönemlerde adından sıkça söz edilen Bill Gates’in; ‘Using A Digital Nervous System, Business And The Speed of Thought”(Dijital Sinir Sistemini Kullanmak, İş ve Düşünce Hızı) adlı kitabı sadece mevcut duruma değil, geleceğe de ışık tutmaktadır. Özellikle, “ Prepare for the Digital Future” (Dijital Geleceğe Hazırlık) üzerinde durulması gereken bir gerçektir. Bu günlerde karşı karşıya kaldığımız Covid-19 sonrası için gündeme gelmesi kuvvetle muhtemel olacak olan dijital geleceğe dair nasıl bir dünyanın bizi beklediği ve ne buna kadar hazırlıklı olduğumuz büyük tartışma konusudur. Özellikle Bill Gates’in üzerinde durduğu; kurumsal istihbarat, kurumsal IQ, hipermedya, dijital yaşam biçimi v.s.gibi konuları gelecekte gündemin önemli maddelerini oluşturacağı bir gerçek olsa gerek.
Bu ve benzeri kişilerin biyografileri aslında birçok gerçeği aydınlatıcı niteliklere sahiptir. Ezcümle, Biyografi gerçeğinden hareketle, Türkiye’nin ikinci kırk yılına damgasını vurmaya hazırlanan Yeniden Refah’ın, küresel gelişmeler karşısında ortaya koyacağı vizyonun anahtarı için şüphesiz Milli Görüş Lideri Prof.Dr. Necmettin Erbakan’ın ortaya koyduğu vizyonun örnek alınması son derece önem arz etmektedir.
Kişilerin biyografisi yanında, birçok zorluklarla karşı karşıya kalan geçmiş siyasi partilerin de en az kişi biyografileri kadar büyük önemle incelenmesi ve bu gerçeklerden büyük dersler çıkarılması gerekir düşüncesindeyiz.