1860’tan sonra Kafkasların kesin olarak Rusya tarafından ele geçirilmesiyle birlikte, Rus Çarı II. Alexander’in büyük baskıcı tutumları üzerine Kafkas Yahudileri, bu toprakları terk edip Osmanlı Devleti’ne sığınarak Filistin topraklarına yerleşmeye başladılar.
Filistinliler, II. Alexander’in zulmünden kaçarak topraklarına yerleşen Kafkas göçmeni Yahudilere büyük misafirperverlik örneği göstererek onların bu topraklara yerleşmesine vesile oldular.
Kafkas Yahudileri ise, zaman içerisinde Filistinlilerin topraklarını bir şekilde işgal etmeye başlayarak kendilerine kucak açan Filistinlilerin başka ülkelere mülteci olarak düşmesine neden oldular. Bu yetmiyormuş gibi, Şücaiyye’de, Batı Şeria’da, Kudüs’te, Gazze’de onbinlerce Filistinliyi katlederek zulümlerine yeni zulümler eklemeye devam ettiler.
Şu anda da Siyonistler gerek askeri güç ile, gerekse ekonomik izolasyonlarla Filistinlileri büyük cendere içerisine alırken küresel güç odakları ise bu gerçekleri görmezden gelmeyi yeğlediler. Böylece 1967’den beri geliyorum diyen tehlikeli gidişatı sürekli örtbas etmeye çalıştılar.
Filistin’de yaşanmakta olan hegemonyacı anlayış karşısında Filistinlilerin sürekli yükselen öfkeleri ve tepkileri şiddet yöntemleriyle bastırılmaya çalışıldıkça, toprakları işgal altında olan Filistinlilerin ortaya koymakta oldukları iradi kararlılık Filistin topraklarının özgürleştirilmesinde hiç kuşkusuz belirleyici rol oynayacaktır.
Filistinli ünlü şair Mahmut Derviş’in aşağıdaki dizesi bunun bir yansıması niteliğinde olsa gerek:
Babam,
Tanımamazlıktan geldi ay’ı,
Eğildi kucaklamak için toprağı,
Yakardı…
Yağmursuz bir gökyüzü,
Ve yasakladı bana yolculuğu!…
Ve babam dedi ki bir gün:
“Yurdu olmayanın
Mezarı da yoktur.”
… Ve yasakladı bana yolculuğu!
Doğan BEKİN
Yeniden Refah Partisi
Genel Başkan Yardımcısı
Dış İlişkiler Başkanı