Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçimler öncesi dillendirdiği Türkiye sathında ‘kıraathane’ açma isteği David Burns’in ifadesiyle ; ‘hiçbir şey yapamamak’ ile baş etmek adına güzel bir adım gibi görünse de , bunun entelektüel bilgi dağarcığına nasıl mebni olacağını kestirebilmek zor olmasa gerek.
Bugün, sadece ABD’de halk kütüphaneleri sayısı yaklaşık 16.800 civarındadır. Bu sayıya, akademik kütüphaneler , okul kütüphaneleri , tematik kütüphaneler, mesleki kütüphaneler dahil değildir. Bazı kütüphanelerde ise belirli ülkelere ait ‘ülkeler masası’ yer almaktadır.
Amerika’da yetişkin nüfusun % 62’sinde kütüphane giriş kartları mevcuttur. Bu sayı neredeyse kredi kartlarıyla boy ölçüşebilecek düzeydedir. Her Amerikalı yetişkin yılda en az yedi adet ödünç kitabı kütüphanelerden tedarik etmektedir.
Bunlara ilaveten devletin yıllık kitap tedariki için ayırdığı bütçe dudak uçuklatacak düzeydedir. Okuyucu başına yapılan harcamalar ise işin bir başka boyutunu oluşturmaktadır.
Türkiye’nin 81 il ve ilçelerinde “kütüohane” değil, “kıraathane” açıldığını farz edelim, kütüphane kültürünün az olduğu ve parmakla gösterilebilecek kadar insanın ziyaret ettiği kütüphanelere alternatif olarak düşünülen ‘kıraathaneler’ acaba okuyucu sayısının artmasına vesile olabilecek mi?
Yoksa sadece sohbet ve vakit geçirme yeri olarak mı düşünülüyor.
Ne yazık ki Tüm Türkiye’de, mevcut kütüphaneler istenen okuyucu düzeyinde olmadığı bir gerçektir. Buna karşın Doğu ve Güneydoğu’da, ‘kıraathane’ adı altında faaliyet göstermekte olan zaman törpüsü mekanların sayısı zaten küçümsenmeyecek düzeydedir. İşsizlik ve zaman törpüsü niteliğinde olan bu mekanlar için asıl hükümetin ne gibi politikalar ortaya koyacağı doğrusu merak konusudur.
Foto: Anglo-American Üniversite Kütüphanesi
Doğan BEKİN